tag:blogger.com,1999:blog-88854612669725283482024-03-13T21:14:12.255+03:00HAYDİ OYNAYALIMLimonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.comBlogger21125tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-47421581036559466352011-05-09T21:29:00.000+03:002011-05-09T21:29:55.477+03:00Mikado’nun Bahçe Versiyonu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-5RH0kkWqB4w/TcgxKTGCHWI/AAAAAAAABcU/_ZBlVAOUv9k/s1600/dallar.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; cssfloat: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" j8="true" src="http://1.bp.blogspot.com/-5RH0kkWqB4w/TcgxKTGCHWI/AAAAAAAABcU/_ZBlVAOUv9k/s200/dallar.jpg" width="200" /></a></div><div style="text-align: justify;">Bu pazar annelerin şansına, Ankara’da hava çok güzeldi. ODTÜ’de arkadaşlarla geleneksel hale gelen brunch’tan sonra Selin’in ısrarlarıyla kendimizi nemli memli diye aldırmadan çimenlerin üstüne bıraktık. Baba derhal uyku moduna geçti tabii. Biz de Selin’le biraz ağaç, yaprak, börtü, böcek gözlemledik. Sonra ne yapsak acaba diye düşünürken bu küçük dal parçalarına gözüm takıldı. Mümkün olduğunca aynı boy ve kalınlıkta olmalarına dikkat ederek 15 tane dal topladım. Fotoğraftaki taşın üzerine oturduk ve önce dallarla araba, balık, tren, ev, içinde yaprak olan vazo, açık kitap gibi şekiller yaptık. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-cvQD_7HthnM/TcgxYXnsBoI/AAAAAAAABcY/aOxLbp_CVlI/s1600/dallarla+mikado.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="116" j8="true" src="http://3.bp.blogspot.com/-cvQD_7HthnM/TcgxYXnsBoI/AAAAAAAABcY/aOxLbp_CVlI/s400/dallarla+mikado.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Sonra meşhur Mikado oyununun naçizane bahçe versiyonunu en basit haliyle oynadık. Açıkçası bir kere oynadıktan sonra bir daha istemez diye düşündüm ama defalarca oynamak istedi. İlk iki seferde dalları oynatmaması gerektiğini pek anlayamadı. Sonra -Montessori yöntemi sağolsun- benim hiç bir şey söylemeden, ağır hareketlerle dalları nasıl kaldırdığımı gözlemledi ve hemen ardından müthiş bir yoğunlaşmayla dalları hareket ettirmeden almaya başladı. Böylelikle bir kez daha ispatlandı ki çocuklar söyleneni değil, yapılanı yapıyorlar. </div><div style="text-align: justify;">Elbette bir kaç dal aldıktan sonra kasten dallara çarpıp “a, alamadım, sıra sana geçti” demeyi unutmadım:) Her oyunun sonunda da dallarımızı yanyana sıralayıp Selin’e saydırdım. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-2680083459151457812011-01-07T01:41:00.000+02:002011-01-07T01:41:14.254+02:002010'un Yazılamamış Oyunları<div style="text-align: justify;">2010’un sonu dolayısıyla daha önce yazmak isteyip yazamadıklarımı diğer blogumda Z Raporu olarak listelemiştim. Geçen yıl Selin’in oynadığı ama benim bir türlü fırsat bulup bloga yazamadığım oyunları da şimdi bu yazıyla aktaracağım. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZIV2vW1uI/AAAAAAAABYw/2I69yGE03Ww/s1600/pamuklari+masayla+tasima+oyunu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" n4="true" src="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZIV2vW1uI/AAAAAAAABYw/2I69yGE03Ww/s400/pamuklari+masayla+tasima+oyunu.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">İlki Şubat ayında yaptığımız bir Montessori aktivitesi. En çok bilinen ve uygulanan aktivite budur herhalde. Malzemeler: Bir tane tepsi, iki tane cam kase veya ağzı geniş kısa boylu bardak, 5-6 tane pon pon veya yuvarlak pamuk (hani şu makyaj pamuğu diye satılanlardan), bir tane miniğinizin eline uygun rahat açılıp kapanan kesme şeker maşası. Aktivite kısaca şu: Siz çocuğunuzu eğer solak değilseniz sağ tarafınıza oturtarak hiç konuşmadan pamukları bir kaptan diğer kaba maşayla tek tek aktarıyorsunuz ve sonra “sen de yapmak ister misin?” diye soruyorsunuz. Evet derse hiç konuşmadan onun yapmasına izin veriyorsunuz. Daha detaylı bilgi için <a href="http://www.montessoriegitimi.blogspot.com/">bkz.</a> Bu Selin’in sıklıkla yaptığı ve çok zevk aldığı bir aktivite. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZIwK8rceI/AAAAAAAABY0/DMSGR3CragU/s1600/seker+kavanozunu+doldurma.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="163" n4="true" src="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZIwK8rceI/AAAAAAAABY0/DMSGR3CragU/s400/seker+kavanozunu+doldurma.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">İkincisi, Mart ayında mutfakta dibimden ayrılmazken ve ben yemek filan yapamazken Selin’i meşgul edeyim diye bulduğum bir oyalama taktiği aslında, "kavanoz doldurma oyunu". Bir kutu kesme şeker ve büyük bir kavanoz yavrunun önüne konur. Şekerleri tek tek kavanozun içine atması söylenir ve gösterilir. Meleğim, sonunda bir iş becerdim ve anneme yardım ettim diye o kadar mutlu oldu ki üç akşam boyunca babası eve gelir gelmez hararetle “babacım, senin için kanovoja şekey koydum” deyip durdu. Bizim evde kesme şekeri sadece Teoman ve misafirler kullanır da...:)</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZI2FyV9gI/AAAAAAAABY4/eTEElTFrQJ4/s1600/%25C3%2587i%25C3%25A7eklerle+boya+yapmaca.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="238" n4="true" src="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZI2FyV9gI/AAAAAAAABY4/eTEElTFrQJ4/s320/%25C3%2587i%25C3%25A7eklerle+boya+yapmaca.jpg" width="320" /></a></div><div style="text-align: justify;">Üçüncü oyun, Mayıs ayında Turunç’a gittiğimizde Selin’in, eşimin doktora öğrencilerinden sevgili Elif ablasından öğrendiği ve sonra bütün yaz Ayvalık’ta da oynamaya devam ettiği "çiçeklerle boya yapma oyunu". Önce çeşitli renklerde yumuşak yapraklı çiçekleri alıyorsunuz. Çiçeklerin yapraklarını kağıda sürterek renginin çıkmasını sağlıyorsunuz (bkz. yukarıdaki resim). Bu arada lütfen çiçekleri dalından koparmayın, bilhassa çocuğunuzun gözü önünde. Yere düşenlerden toplarsanız harika olur. Malzemeniz bol değilse kağıdı küçültmenizde fayda var. Bir de boya olarak kullanmadan önce çiçekleri uzun uzun inceleyebilir, çocuğunuzun çiçeklerin renkleri dışında da farklılıkları olduğunu anlamasını sağlayabilirsiniz. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZM9uBOA9I/AAAAAAAABZE/Q8RLLsgTJio/s1600/Suyla+oynarken.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="181" n4="true" src="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZM9uBOA9I/AAAAAAAABZE/Q8RLLsgTJio/s400/Suyla+oynarken.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Dördüncü oyun, havaların ısınmasıyla birlikte Selin'in neredeyse her gün balkonda oynadığı "süngerle kaptan kaba su aktarma oyunu". Bu da bir Montessori aktivitesi ve daha önce bu blogta sevgili Eko Anne Esra nasıl oynandığını ve Ela'nın nasıl eğlendiğini yazmıştı. Çok eğlenceli, fena halde ıslak ve aynı zamanda sıcak havalarda çok ferahlatıcı bir oyun. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZJGSL5FFI/AAAAAAAABY8/PYSWNzdPjvw/s1600/bugday-nohut+oyunu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="301" n4="true" src="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZJGSL5FFI/AAAAAAAABY8/PYSWNzdPjvw/s320/bugday-nohut+oyunu.jpg" width="320" /></a></div><div style="text-align: justify;">Beşinci oyun, Temmuz ayında oynadığımız "buğday-nohut oyunu". Bu da bildiğimiz Montessori aktivitelerinden biri aslında. Özelliği Selin’in önce parmaklarıyla sonra da çay kaşığı büyüklüğünde biraz derincene bir kaşıkla (bizim kaşığımız tahtaydı mesela) buğdayların içinden nohutları ayıklaması. Ben son olarak bu aktiviteye bir de buğdayların geçebileceği büyüklükte delikler açarak yaptığım karton kevgiri ekledim. Yalnız üzerinde kalan nohutların sayısının 15 tane olmasına dikkat ettim. Kevgirin üzerinde kalan 15 tane nohutu da Montessori matematik çalışması için kullandım. Böylece ilk defa Montessori matematik çalışması yapmış olduk ve ben bu matematik aktivitelerine devam etmem gerektiğini fark ettim. Bu aktivitenin sonunda tabii ki, Selin’in buğdayları kaseden kaseye istediği gibi boşaltmasına ve ortalığa saçmasına izin vermek durumunda kaldım. Öyle çok eğlendi ki...</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZJV3zEZeI/AAAAAAAABZA/l6OBZQSyjnY/s1600/Kurdeleyle+oynarken.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="148" n4="true" src="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZJV3zEZeI/AAAAAAAABZA/l6OBZQSyjnY/s400/Kurdeleyle+oynarken.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Altıncı oyun, yine Temmuz ayında oynadığımız "makaraya kurdele veya ip sarma oyunu". Brüksel’den aldığım 2 metrelik, paket yapmakta kullanılan kurdelelerin kaymayanlarından birini önüne koydum. Önce açmasını istedim, açtı ama tabii sonrasında kurdeleyle biraz(!) oynamasını beklemek zorunda kaldım:) Hevesini alınca kurdeleyi aynı makaraya sarmasını istedim. Makarayı elinde tutarak yapamayınca yere koyup kendi etrafında döndürerek kurdeleyi sarmayı becerdi. Ben de hayretle bakakaldım. Sonbaharda aynı oyunu makaraya makarna yünlerden sararak yaptı ve sanırım bu sefer makarayı elinde tutarak sarabildiği için daha çok eğlendi. Bu oyunu oynamaya başlamadan önce ipin veya kurdelenin ucunu makaraya bir seloteyple bantlamanızı tavsiye ederim. Kaymayı önlediği için çocuklar sarma hareketini daha rahat yapabiliyor. Ben Selin kurdeleyle ilk kez oynarken bantlamamıştım ve yazık yavrum, çok uğraşmıştı. Sonradan akıl edip bantladığımda daha rahat yapabildiğini gördü ve oynama hevesi arttı. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZNJRqyxwI/AAAAAAAABZI/iEiOT937Zh4/s1600/havada+bulut+denizde+balik.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" n4="true" src="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZNJRqyxwI/AAAAAAAABZI/iEiOT937Zh4/s400/havada+bulut+denizde+balik.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Yedinci oyun, “havada bulut denizde balık oyunu”. Bu bildiğimiz pamuk yapıştırma oyunu aslında. Evde yeterince beyaz pamuk olmadığından mavi renkte ½ A4 kağıdına beyaz pastel boyayla bir bulut resmi çizdim. Selin’in önüne yapıştırıcıyı ve pamuğu koyup ne yapacağımızı gösterdim. Önce bulutun içine yapıştırıcıyı boydan boya sürdü. Sonra da pamukları küçük küçük koparıp yapıştırdı. Bulut bittikten sonra “anne bu denizde bayık da oyabiyiy” dedi ve eline kalem alıp pamukların üzerinden çizgileri, benekleri bol bir balık resmi yaptı. Havada bulut, oldu sana denizde balık:) Selin’in son lafı şu oldu. “Anne, assında kaadımız biyaz daa büyük osaydı bu attapot veya deniz anası da oyabiiydi.” </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZNSLHO3vI/AAAAAAAABZM/keIry41TFcU/s1600/iplerle+balik.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" n4="true" src="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TSZNSLHO3vI/AAAAAAAABZM/keIry41TFcU/s400/iplerle+balik.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Sekizinci ve son oyun, Selin’in renkli ayakkabı bağcıklarıyla kendi yarattığı bir oyun, "bağcıklarla şekil yapma oyunu". Kolaylıkla anlaşılacağı üzere Selin'de son zamanlarda Nemo’dan dolayı bir balık sevdası baş gösterdi. Bir akşamüstü salondaki işimi bitirmiş mutfağa gidiyordum kiii, bir baktım girişteki halının üzerinde renkli bağcıklarla yapılmış çeşitli balıklar var. Tam “Anne baaak!” deyip heyecanla yaptıklarını bana gösterirken aniden yerinden kalktı ve “duuuy, bi dakka anne, bunun gözü eksik, bi göz buymam geyek” deyip mutfaktaki çekmeceden demliklerin içine takılan süzgeci buldu ve getirip göz diye koydu. Bunun üzerine ben de hemen ertesi gün gidip renkli renkli bağcıklar aldım. Artık kafasına göre zürafa mı, fil mi olduğu katiyen belli olmayan arada bir yılan, timsah veya su aygırı olduğunda ısrar ettiği şekiller yapıyor:)</div><div style="text-align: justify;">Bunlar fotoğraf çekmeyi unutmadıklarım. Bir de çeşitli sebeplerden fotoğraflayamadığım aktiviteler/oyunlar var. Çoğunlukla ben de oyuna katıldığımdan, unutuyorum:) Onları da tekrar tekrar yaparken –ki ara ara yapıyoruz, fotoğraflamaya çalışacağım. </div>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-81455383433480042952010-12-14T19:17:00.000+02:002010-12-14T19:17:39.949+02:00Karda Renkli Desenler<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://coloriage.mobi/images/danse_avec_le_bonhomme_de_neige.gif&imgrefurl=http://coloriage.mobi/news/danse-avec-le-bonhomme-de-neige&usg=__MJkswaUSFO-eHkcOmQPzEEfBBQ4=&h=1003&w=1513&sz=23&hl=tr&start=89&sig2=l3DuyxElt0VR5n_ScQeirw&zoom=1&tbnid=AADlUbCDfRApwM:&tbnh=133&tbnw=201&ei=7KQHTfmNOsa94AbWy9HUDQ&prev=/images%3Fq%3Dneige%26hl%3Dtr%26sa%3DG%26biw%3D1276%26bih%3D606%26gbv%3D2%26tbs%3Disch:10%2C2669&itbs=1&iact=hc&vpx=619&vpy=204&dur=1127&hovh=183&hovw=276&tx=129&ty=113&oei=vaQHTdWyLYr2sgapovW4DQ&esq=7&page=6&ndsp=18&ved=1t:429,r:15,s:89&biw=1276&bih=606"><img border="0" height="265" n4="true" src="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TQelNYXDozI/AAAAAAAABXA/L8anMOvCVek/s400/danse_avec_le_bonhomme_de_neige.gif" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Geçen sene Brüksel’den aldığım ve okudukça biraz hayal kırıklığına uğradığım (çünkü aktivite diye yazdıkları bir çok şeyi biz zaten biliyor ve yapıyoruz) “365 activités avec mon tout-petit” kitabından, bilhassa karda yapılabilecek bir aktiviteyi, itiraf ediyorum aslında aylaaar önce çevirdim ama karın yağmasını bekledim. Şimdi tam zamanıdır diye yazıyorum. Ben kızımın senenin başında yağan karla yaşadığı tecrübe yüzünden <a href="http://yasasinanneyim.blogspot.com/2010/12/karla-bar%C4%B1%C5%9Fma.html">(bkz. blogum)</a> bu sefer de bu aktiviteyi yapamayacağız diye düşünmüştüm. Aktiviteyi yaptık yapmasına ama bu sefer de Selin nihayet karla barıştı diye malzemeleri almaya eve döndüğümde heyecan ve sevinçten fotoğraf makinesini evde bıraktım. Bu yüzden fotoğraf yok maalesef. Artık sizin fotoğraf ve yorumlarınızı bekliyorum.</div><div style="text-align: justify;">Malzemeler: Bir kaç değişik renkte gıda boyası ve renk sayısı kadar plastik şişe (kapaklarının mayonez kapakları gibi olması gerekiyor.)</div><div style="text-align: justify;">Bir kaç değişik renkte gıda boyasını ayrı ayrı plastik şişelerde suyla karıştırın. Kar yağdığında dışarı çıkıp karın üstüne çocuğunuzla çeşitli desenler çizebilir veya kardan adama giysi yapabilirsiniz. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><em><span style="font-size: x-small;">Not: Her ne kadar S. Striker kitabında, bunun yaratıcılığı öldüren bir şey olduğunu söylüyorsa da yukarıdaki resmin çıktısını alıp çocuğunuza boyatabilirsiniz. Daha fazla boyama sayfası için </span></em><a href="http://coloriage.mobi/"><em><span style="font-size: x-small;">şuraya</span></em></a><em><span style="font-size: x-small;"> tıklayabilirsiniz.</span></em> </div>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-85825500253599735612010-12-07T01:13:00.001+02:002010-12-07T01:18:21.622+02:00Serbest Sanat Çalışmaları 1<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TP1s7XaVXVI/AAAAAAAABWQ/k-st0ERpEik/s1600/Dogal+tablo1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" ox="true" src="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TP1s7XaVXVI/AAAAAAAABWQ/k-st0ERpEik/s320/Dogal+tablo1.jpg" width="320" /></a></div><div style="text-align: justify;">Geçtiğimiz hafta öğlenleri kreşten dönerken bahçeyi gözlerimizle tarayarak tablomuz için malzemeler topladık. Çiçek, bilumum kuru/taze yapraklar, kuş tüyü (harbiden güvercin tüyü), ağaç kabuğu, küçük kozalaklar vs. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TP1tLSaDo0I/AAAAAAAABWU/rNxeUwaJis0/s1600/Dogal+tablotoplu1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="183" ox="true" src="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TP1tLSaDo0I/AAAAAAAABWU/rNxeUwaJis0/s400/Dogal+tablotoplu1.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Eve dönünce Meleğim topladıklarımızı rahatça görebilsin diye bir kutunun kapağına koyduk. Malzemelerimiz sayıca fazla olmadığından A4’ten biraz daha küçük kalın bir karton kullandık. Selin eline yapıştırıcıyı aldı ve bahçeden topladıklarımızı istediği gibi yapıştırdı. İlk yapıştırmada tutmayanlar için yardım etmemi istedi ama yapışkanı sürerken değil, yapıştırıp beklerken. Meleğim çok eğlendi ve yapıştırıcıyı elinden bırakmadan “baska bii sii vay mı anne?” diye en az 7-8 defa sordu. Bir dahaki sefere başka şeyler yapıştırmaya karar verdik. </div><div></div>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-37699978928135923802010-12-03T01:50:00.003+02:002010-12-07T01:17:13.566+02:00Kartvizit Yerleştirme<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TPgwCNJ5sbI/AAAAAAAABWE/XmLeEoaPVtw/s1600/Kartvizitliktoplu1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="160" ox="true" src="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TPgwCNJ5sbI/AAAAAAAABWE/XmLeEoaPVtw/s400/Kartvizitliktoplu1.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Önce evdeki çekmecelere yayılmış pideci, tesisatçı, terzi vs. gibi hiç ummadığınız zamanlarda gerekli olan ve arayıp bulamadığınız ne kadar kartvizit varsa biraraya toplanır. Sonra kırtasiyeden 2 liralık plastik kapaklı basit bir kartvizitlik alınır. Kartvizitleri topluca avucunda tutmayı ve salonun ortasında “kay gibi” diyerek oraya buraya savurmayı oyun zanneden çocuğunuzun eline tutuşturulur. Kartvizitlerin yerlerine nasıl konulduğu gösterilir. Çocuğunuz tüm kartları yerleştirirken boş kalan sayfaları dolduramayıp “anne daha fazya kaytzit veyiy misin?” diye soracağı hemen farkedilir ve “bak bakalım kolayca çıkabiliyor mu kartlar?” diye sorulur. Arada bir kafasını kaldırıp size bakarken “simdi saa eyimye, simdi de soy eyimye yeyestiyiyoyum” diyen ciddiyet abidesi çocuğunuzun fotoğrafları çekilir. Size her ne yapıyorsanız yaklaşık 15-20 dakika kazandıran bu oyalama taktiği derhal yazılır ve bloga aktarılır. </span></div>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-26945241373376269612010-07-26T21:33:00.000+03:002010-07-26T21:33:28.736+03:00Taş Boyama<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TE3TwHldYsI/AAAAAAAABRg/bNq0Xa5cRCM/s1600/ATas+boyama1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" hw="true" src="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TE3TwHldYsI/AAAAAAAABRg/bNq0Xa5cRCM/s400/ATas+boyama1.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Ayvalık’ın sıcağında, Selin’in ve ana-baba olarak bizim peynir beyazlığımızdan ve güneş çarpmasından korkarak ve tabii benim güneş alerjimi göz önüne alarak sahile ancak ya sabah çok erken –ki Selin’le bu mümkün değil, ya da akşam üzeri gidebiliyoruz. Günün en sıcak saatlerini de evde geçiriyoruz. Biraz şarkı, biraz dans, biraz oyun, çokça kitap, bolca boyama vs. ama eninde sonunda boyadan bile sıkılır hale geliyor Selin. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TE3T_usdEpI/AAAAAAAABRo/M-u6lzBqSug/s1600/ATas+Boyama+toplu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="103" hw="true" src="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/TE3T_usdEpI/AAAAAAAABRo/M-u6lzBqSug/s400/ATas+Boyama+toplu.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: justify;">Son 2-3 yıldır sıcaktan bunalınca kendisini oyalamak için sahilden topladığı taşları rengarenk boyayan Sina Dedesinden ilham alarak (bkz.yukarıdaki resim), kumsalda bulduğum en büyük ve en beyaz taşları, yanımda getirdiğim sulu boya ve fırçalarla birlikte Selin’in önüne koydum. Taşlar şimdiye dek kağıt ve türlerinden başka malzeme bilmeyen meleğime çok değişik geldi. Önce taşları epey bir inceledi sonra da hemen boyamaya başladı. Farklı renkteki taşları boyarken mesela kırmızının kırmızı değil de başka bir renkmiş gibi görünmesini çok “komik” buldu. Tek sorun taşların bir tarafının kurumasını beklemekte zorlanmasıydı. Bana da bu sıcak yaz günlerinde bunu basit bir oyun, bir aktivite olarak sizlere önermek kaldı. </div>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-88769370081729751062010-06-03T00:47:00.000+03:002010-06-03T00:47:36.355+03:00Yukayı - AşşaııBugünkü oyunun da maalesef fotoğrafı yok. Çünkü hem oynayıp hem fotoğraf çekebilmem imkansız. Teoman’ı beklersek de Selin’in bu oyunu oynama yaşı geçecek. <div style="text-align: justify;">Oyun şöyle: Sırtınızı sağlam bir yere dayayarak (ya da karın kaslarınıza güvenerek) çocuğunuzu dizlerinizin üzerine oturtun ve ellerinden tutun. “Yukarı” derken dizlerinizi yavaşça kaldırın ama “aşağı” derken aniden indirin. Selin aniden aşağıya inmeye bayıldığından biz bu oyunu ‘hala’ oynuyoruz. Bilhassa geçen yaz, deniz kenarında şezlongta ya da kumların üzerinde defalarca ve defalarca oynadık. Çocuklar hem yukarıyı aşağıyı öğreniyor hem de acayip eğleniyorlar. İlk yaptığınızda çocuğunuzun korkmaması için dizlerinizi önce yavaşça aşağıya indirip sonra hızlanabilirsiniz. Yaşları ilerledikçe bu oyun için hakikaten sağlam dizlere ihtiyaç olduğunu da hemen belirteyim:) </div>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-20632502326688183812010-05-29T22:27:00.000+03:002010-05-29T22:27:08.790+03:00Elektrik Uzun Süre Kesilince...<div style="text-align: justify;">Rezalet! Gerçek bir rezalet! 2010 yılını yarılamaya şurada topu topu bir ay kalmış ve ne ben ne de diğer yazarlar iki satır bir oyun yazmış. Hani Ocak ayının başında Damla da bir oyun göndermeseymiş, tam süper rezalet olacakmış. Bu ayıba bir son vermek üzere derhal harekete geçiyorum ve hemen bir oyun yazıyorum. Dün yaklaşık bir saat süren elektrik kesintisi sırasında aniden doğaçlama ortaya çıktığı için maalesef fotoğraf çekemedim. Alet olarak küçük bir el fenerine ve elektrik kesintisine ya da zaten hep loş olan/fazla ışık almayan banyo ve/veya mutfağa ihtiyaç var. Biz ilk önce banyoda, kesinti uzayınca da mutfakta oynadık. </div><div style="text-align: justify;"></div><div style="text-align: justify;">Oyun şöyle oynanıyor: Elinizde el feneriyle karanlığımsı banyoya giriyorsunuz ve değişik bir tonlamayla bu da ne diye sorarak feneri çok ani bir hareketle seçtiğiniz eşya veya objenin üzerine tutuyorsunuz. Selin kikir kikir gülmekten önce 2-3 eşyayı pas geçti. Sonra oyuna dahil oldu ve o da benim soruyu sorarkenki tonlamamı taklit etmeye çalışarak cevap vermeye başladı. Misal aniden musluğun üzerine ışığı tutup bu nedir diye sorun. Cevap alır almaz yine ani bir hareketle başka bir yöndeki eşyaya ışığı yöneltin (mesela biz de lavabonun tam karşısında çamaşır sepeti var) ama bu sefer sorunuz “bu da ne böyle yaaavvv?” gibi bir şey olsun. Ben böylelikle Selin’in hiç tahmin etmediğim eşyaların bile adını bildiğini fark ettim (misal, babanın gaygayası –gargarası, fayas-fayans). Bilhassa mutfakta bildiği aletleri duyunca hafif bir şok geçirdiğimi itiraf edeyim. Arada bir el fenerini aniden yüzüne (katiyen gözüne değil) tutup bu da kim yavvv derseniz bir kikirdeme daha duyabilirsiniz:) Eğer kendi yüzünüze tutup bir de komiklik yaparsanız kocamaan kahkahalarıyla kulaklarınız bayram eder, içinizde güller açar:) Benden söylemesi...:)</div>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-65169428551497562582010-01-07T15:13:00.007+02:002010-01-07T23:37:58.492+02:00Kış HavuzuBu oyunu Ilgaz 2 yaşına yaklaşırken oynamıştık ve o zaman <a href="http://www.kitubi.com/CategoryView,category,oyun.aspx">Kitubi'de</a> yazmıştım. Ilgaz artık neredeyse 3 yaşında olacak ama eminim döküntüyü göze alıp yine yapsam, yine bayılarak oynar.<br />
Şirket sırlarıyla oynuyoruz :)<br />
<br />
<img alt="" border="0" src="http://www.kitubi.com/content/binary/cocuk_oyun_havuzu_kagit.jpg" style="cursor: hand; display: block; height: 259px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 480px;" /> Kış için kum havuzu yerine, öğütülmüş "çok gizli evrak" havuzu yaptık. Söylenecek fazla bir şey yok, resim anlatıyor. Fikir birkaç yabancı siteden toplama, malzeme işyerindeki kağıt öğütücüden. Kimse boşaltmadığı için genelde ağzına kadar dolu olduğundan, bir büyük poşet ile tek öğütücü kovasındakileri toparlamak yeterli oldu. <a href="http://www.kitubi.com/2009/01/22/KolidenUzayGemisi.aspx" temp_href="http://www.kitubi.com/2009/01/22/KolidenUzayGemisi.aspx">Uzay gemisi</a> için gerekli kolilerin peşine, kıyılmış kağıtları da toparlayınca, artık işyerinde atılacak şeyleri önce bana bir soruyorlar, Ilgaz'a lazım mı diye :).<br />
<strong></strong><br />
<strong>Birkaç not:</strong><br />
<ul><li>Küçük yuvarlak lekelerin fotoğrafın netliğini bozduğunu farkedebilirsiniz, bunlar kağıt tozu. Benim gibi eğlence fikriyle sabırsızlanıp alelacele düzeneği kurmak yerine, önce eski bir tülü çuval gibi kullanıp içine doldurarak balkondan silkeleyerek havalandırmanızı tavsiye ederim. Elektri süpürge ile de çekilebilir. Yoksa, ilk oyunda çok fena toz çıkıyor, burnu ve ciğerleri için de bu toz iyi olmayabilir. </li>
<li>Oynanmadığında gayet güzel sıkıştırılarak dar bir alanda saklanabiliyor. </li>
<li>Havuzun altına büyük bir çarşaf, örtü serin. </li>
<li>Sonuçta kağıt olduğu için temizlenemez bir pislik çıkartmıyor. Yine de temizlikten önceki günü seçmekte yarar var. Bizimki gibi üzerine yapışan kağıtlara aldırmadan havuzdan hızla fırlayıp, koşarak odasından kovalarını almaya giderse evde bomba patlamış gibi bir görüntü ortaya çıkabiliyor. </li>
</ul><strong>18-24 yaş grubu için oyun fikirleri:<br />
</strong><a class="TitleLinkStyle" href="http://www.kitubi.com/2008/10/13/1824Ayl%c4%b1kBebekBak%c4%b1m%c4%b1OyunZamanlar%c4%b1.aspx" rel="bookmark" temp_href="http://www.kitubi.com/2008/10/13/1824Ayl%c4%b1kBebekBak%c4%b1m%c4%b1OyunZamanlar%c4%b1.aspx">18-24 Aylık Bebek Bakımı - Oyun Zamanları</a><br />
<a href="http://www.nurturia.com.tr/questions/8e81bb8f-9b84-4b12-863e-9cbf01275904/1/18-aylik-bebeklerin-en-sevdigi-oyun-ve-oyuncaklar">18 aylık bebeklerin en sevdiği oyun ve oyuncaklar</a><br />
<br />
Bebeğinizle eğlenceli günler dilerim :)<br />
Damla<br />
<a href="http://www.kitubi.com/">http://www.kitubi.com/</a><br />
<a href="http://www.nurturia.com.tr//people/damla">http://www.nurturia.com.tr//people/damla</a>Damlahttp://www.blogger.com/profile/16606420568392184066noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-81009651657497363122009-12-24T01:14:00.000+02:002009-12-24T01:14:52.602+02:00Benimle Oynar mısın Anne?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SzKjMlZcNII/AAAAAAAAA6w/EKx8bKYI18E/s1600-h/benimle....jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" ps="true" src="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SzKjMlZcNII/AAAAAAAAA6w/EKx8bKYI18E/s320/benimle....jpg" /></a><br />
</div>Genelde hipermarketlerin kitap reyonlarına pek bakmam ben. Kitap kitapçıdan alınır gibi bir şiar edinmişim kendime. Bu yüzden internetten de kitap almakta çok zorlanıyorum. Her neyse, geçen gün bu kuralı bozdum. Selin için çoğu kitapçıda bulamadığım bir kitap arıyordum. Bir de şu reyona bakayım dedim ve Pedagog Ali Çankırılı tarafından yazılmış "Benimle Oynar mısın Anne" başlıklı kitabı buldum. Tabii, önce kitabın adı cezbetti beni. Ayça’nın kurduğu web sitesi ve e-grupla (oyun grubu)bir ilgisi var mı diye sayfalarına biraz bakındım. Bir kaç enteresan oyun gözüme çarptı. Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısında çocuklarımıza el becerileri kazandırmamız ve öğrenme yeteneklerini geliştirmemiz için ne yapmamız gerektiğinin örneklerle anlatıldığı yazılmış. Kitap ev içi, ev dışı, mutfak, okula hazırlık ve grup aktiviteleri başlığı altında 5 bölümden oluşuyor. 365 tane oyun var. Bu da sihirli sayı galiba:)<br />
Kitabın en önemli eksiği hangi oyunun hangi yaş grubuna uygun olduğunun yazılmamış olması. Bir de bazı oyunlar el becerisi olmayan ebeveynler gözönüne alınmadan, şunu yapın, bunu şuraya tutturun filan gibi neyin nasıl yapılacağı açıkça anlatılmadan öylecene yazılıvermiş. Bir çoğu da hepimizin zaten bildiği ve oynadığı oyunlar. <br />
İtiraf ediyorum, kitabın tamamını henüz okuyamadım ama fikir vermesi için aşağıya iki tane oyunu yazıverdim. Maalesef oyunlar henüz denenmiş ve doğal olarak fotoğraflanmış değiller. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SzKg0w_mA7I/AAAAAAAAA6o/A5Yf31xLmYY/s1600-h/A1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" ps="true" src="http://2.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SzKg0w_mA7I/AAAAAAAAA6o/A5Yf31xLmYY/s400/A1.jpg" /></a><br />
</div>Meleğim bu aralar, yeni yılı birlikte kutlamak üzere İstanbul’dan gelen anneanne ve dedesiyle oynamanın keyfini sürdüğünden bu tür oyunlara pek ilgi göstermiyor:)<br />
<br />
İlk oyun, kitabın da ilk oyunu. Ellediği her şeyi ağzına almaktan vazgeçmiş yani oral dönemi bitirmiş çocuklar için. 18 ay ve üstü için diyebiliriz. Siz yine de -naçinaze tavsiyem- mümkün olan en büyük bozuk paraları kullanın ve mutlaka birlikte oynayın. <br />
<strong>Bozuk Para Temizliği </strong><br />
Gerekli Olanlar: Eski bir diş fırçası, sabun, su, su kabı, bozuk paralar, eski bez parçaları, tuz<br />
Bir su kabına su, tuz, sabun ve bozuk paraları atın. Çocuğunuz diş fırçasıyla bozuk paraları temizlerken çok eğlenecektir. Temizleme işlemi bittiğinde elindeki bez parçasıyla paraları kurulasın. <br />
<br />
İkinci oyun kitapta 24. sırada. <br />
<strong>Her Şeyden Bir Hikaye</strong><br />
Gerekli Olanlar:Değişik ev eşyaları, büyük bir torba (bence bez olmasında yarar var)<br />
Kitap, oyuncak, hayvan gibi hikaye oluşturmaya uygun altı yedi tane ev eşyasını büyük bir torbaya koyun. Her bir nesneyi teker teker torbadan çıkarıp onlarla başlayan küçük hikayecikler oluşturun: “Bir zamanlar küçük bir tavşancık yaşarmış, bu tavşancık bir gün anahtarıyla oynarken...” <br />
<br />
Herhalde bu oyun da 18 ay ve üstü için uygundur. Çocuktan ziyade ebeveynin hayal gücünü geliştirmeye yararmış gibi geldi bana. Ben bu oyunu Selin’in henüz tanımadığı ve artık tanısa iyi olur dediğim nesnelerle oynamayı düşünüyorum. Seçeceğim nesnelerin işlevlerinden bahseden hikayecikler uydurmak da daha anlamlı sanki. Anahtarla oynarken yerine anahtarla kapıyı veya hazine sandığını açarken demek gibi...<br />
<br />
Bu oyunlarla ilgili tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim.Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-50112035775361548682009-12-17T15:26:00.006+02:002010-01-07T23:42:31.304+02:00Suyun Büyüsü ve Yapıştırmayı Öğrenmek<a href="http://1.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/Syox83uB8jI/AAAAAAAAAhw/H2wG0BFGoj8/s1600-h/su_tasima.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416196423685370418" src="http://1.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/Syox83uB8jI/AAAAAAAAAhw/H2wG0BFGoj8/s400/su_tasima.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 400px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 314px;" /></a>Ela Naz 17 aylık - Suyun Büyüsü<br />
İlk aktivitemizin adı :"<span style="font-weight: bold;">Suyun Büyüsü</span>". "101 Fun, Easy Games That Help Learn Kids To Focus" kitabında gördüğüm aktivite kitapta da bu adla geçiyor.<br />
<br />
Materyal çok basitmiş görünse de sünger ve bir tas su 1.5-3 yaş arası bir çocuğun odaklanması için eğlenceli zamanlar yaratıyor. DİKKAT: Bir tas suyun yanında bile asla çocuğunuzu yalnız bırakmayınız.<br />
<br />
Uyarmaya çalıştığımız ilgi noktası: Odaklanma<br />
Materyaller: İki tas, biri yarı dolu<br />
Temiz, kuru sünger parçaları<br />
<br />
Süngerleri çocuğunuzun rahatlıkla sıkabileceği küçüklüklerde kesin. Islanmanın çok önemli olmadığı biryerde çocuğunuzun önüne bir dolu bir boş tas koyuyorsunuz. Süngerlere suyu toplayıp diğer tasa sıkarak eğlenmesinin tadını çıkarıyorsunuz. Çocuk burda süngerler yaşken ve kuruyken nasıl olduklarını da görüyor. Suyu öbür tasa aktarması da çok hoşuna gidiyor.<br />
<br />
<span style="font-weight: bold;">Varyasyonları</span><br />
* Plastik bir şişenin iki tarafını kesin. Plastiği içi görünmez bir malzemeyle kaplayın. Suyu plastik tünelin içine doğru akıtıp öbür tarafdan nasıl aktığını seyretmesini, yaşına göre kendisinin de yapmasını sağlayabilirsiniz.<br />
* Tenis topu veya benzeri bir topu tasın içine atın.. Çocuğunuz yakalamaya çalıştıkça kaçışına tanık olup, eğlenecektir.<br />
* Tasa mantar tıpalar atıp, bir tarafdan üfürebilirsiniz. Tıpaların suyun yüzündeki hareketi çok hoşuna gidebilir.<br />
Bu oyunlar banyoda da veya çocuk küvetinde de güzel oynanabilir. Oyunlar oynanırken kaymamasına dikkat edin. Kaymaz bir mat güzel olabilir.<br />
<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/SyooSpd9T2I/AAAAAAAAAhQ/mzB2cM9A-dQ/s1600-h/su_tasima_2.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416185802700705634" src="http://4.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/SyooSpd9T2I/AAAAAAAAAhQ/mzB2cM9A-dQ/s400/su_tasima_2.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 400px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 211px;" /></a>Ne öğreniliyor?<br />
Çocuklar eşyaların ıslandığında nasıl şekil ve özellik değiştirebildiğine dair ilk derslerini alıyorlar. Bu örnekte, kuruyken yüzen bir şeyin ıslandığında nasıl battığını da gözlemliyor.<br />
Aynı zamanda, suyun nasıl çeşitli kapların içinden veya dışından geçtiği gibi özelliklerini öğrenme imkanları oluyor.<br />
Dünyada keşfedilecek çok güzel şeyler olduğunu da gösteriyor..<br />
<br />
Ela uzun süre süngerlerle oynadı. Ordan oraya su taşıdı. Topu yakalamaya çalıştı. Sonra suya çırparak eğlendi.. Çok keyifli zaman geçirdi.<br />
<br />
<br />
<span style="font-weight: bold;">Küçük Çocuğa Yapıştırmayı Öğretmek</span><br />
<br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/SyooSZ9lGeI/AAAAAAAAAhI/xTh5YUmHtyE/s1600-h/kardanadam.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416185798538369506" src="http://3.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/SyooSZ9lGeI/AAAAAAAAAhI/xTh5YUmHtyE/s400/kardanadam.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 285px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 400px;" /></a><br />
Bir kartona yapıştırılmak üzere bir sürü kare ve üçgen kestik birlikte. Önce makas kullanmanın ne kadar ilginç olduğunu gördü.. Keserken çok eğlendi. Sonra ağzına almadığına emin olarak ve her yapıştırdığımız karede beraber "kare, her üçgende "üçgen" diyerek ev şeklinde beraber yapıştırdık.. Yapıştırmak da hoşuna gitti. Üstüne de biraz makarna ve kürdanla süsleme yapıp çok eğlendik..<br />
<br />
Sonra beraber pamukları topak topak hale getirdik.. Ve kağıdımıza yapıştırdık. İki tane göz, bir süpürge, bir de burun kestik. Ela sonra kar kar diye dolandı bütün gün. Keşke kar görüp öyle yapsaydık ama olsun çağrışım yapar diye düşünüyorum..<span style="text-decoration: underline;"></span>Eko Annehttp://www.blogger.com/profile/14765352742066852565noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-82700349321454343592009-12-02T00:41:00.004+02:002010-01-07T23:42:05.818+02:00Çorap Eşleştirme Oyunu<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Selin (22 ay)<br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SxWaUX_8scI/AAAAAAAAA3o/YF_ekGm6pF0/s1600/A1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SxWaUX_8scI/AAAAAAAAA3o/YF_ekGm6pF0/s400/A1.jpg" yr="true" /></a><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">İlk defa on gün kadar önce oynadık ve oynarken o kadar eğlendik ki fotoğraf çekmeyi unuttum. Bu sefer makineyi de yanıma alıp “Haydi Meleğim, çorapların aynılarını bulalım” dedim. İlk oynadığımızda sepetin içinden ben bir tane çorap çekip aynısını bulmasını istemiştim. Sadece benim ve babasının çorapları vardı sepette. Çorapların diğer tekini bulduğunda, benim çorabımsa “anne anne” babasının çorabıysa “baba baba” diyerek verdi. Gerçi ayırmak kolay, renkliler benim, siyah, kahverengi, gri olanlar babasının:)<br />
</div>Bu sefer kendi çoraplarını da sepete attım ve işler biraz karıştı. Çünkü meleğimin sepetteki neredeyse bütün çorapları pembenin birbirine yakın tonlarıydı ve düz renk olanları pek ayıramadı. Ama üzerinde ufacık bir desen gördü mü hemen eşleştirebildi. Benim çorap seçmemi beklemeden kendisi eline aldığı çorabın diğer tekini arayıp buldu. Tabii ilk önce yine benim çoraplarımı ayırdı:) <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SxWarxhYIRI/AAAAAAAAA3w/jlZlQY5kwdg/s1600/A2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SxWarxhYIRI/AAAAAAAAA3w/jlZlQY5kwdg/s400/A2.jpg" yr="true" /></a><br />
</div>Eşleştirdiği çorapları kanapeye pazar tezgahı misali dizdikten sonra bütün çorapları yeniden sepete doldurdu. Tekrar oynadık ama bu sefer kanapeye dizmeden. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SxWa4PgT-hI/AAAAAAAAA34/eCg80xK88ng/s1600/A4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SxWa4PgT-hI/AAAAAAAAA34/eCg80xK88ng/s400/A4.jpg" yr="true" /></a><br />
</div>Tekrar eşleştirip ben çorapları içine doğru katlayınca tek tek sepete attı hepsini, sonra da koca sepeti alıp odaya doğru yola çıktı. Sepetin bir ucundan da ben tuttum, pek sevindi. Dolabının önüne geldik, en alt çekmeceyi çekti (çorap çekmecesidir) çoraplarının hepsini tek tek çekmeceye yerleştirdi. Benimkileri “anne anne al al” diyerek bana verdi, çekmeceme koyayım diye. Sonra da “bitirdim nihayet” edasıyla arkasına bile bakmadan salona oyuncaklarının yanına döndü:)Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-69716117030087038322009-11-19T16:13:00.003+02:002010-01-07T23:41:23.666+02:00İpe Boncuk Dizme OyunuSelin (22 ay)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SwVRVhXFsKI/AAAAAAAAA0I/E-ax6kqt5aU/s1600/A1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SwVRVhXFsKI/AAAAAAAAA0I/E-ax6kqt5aU/s320/A1.jpg" yr="true" /></a><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Malzemeler: 3-5 tane tahta boncuk, boncukların rengiyle kontrast renkte, biraz uzuncana ve ince olmayan ip. <br />
</div><div style="text-align: left;">Dün Selin uykudan uyanınca ipe boncuk geçirme oyunu oynadık. Daha doğrusu oynamaya çalıştık. Çünkü şaşkın ben, yün ipliğin ucunu çakmakla yakıp azıcık sertleşse bile tahta boncukların arasından geçerken eğilip büküleceğini hesaplayamadım. Ortaya aşağıdaki fotoğraflarda gördüğünüz görüntüler çıktı.<br />
</div><div style="text-align: center;"> <a href="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SwVRpMiMM9I/AAAAAAAAA0Q/GhaD95neIZQ/s1600/AToplu1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SwVRpMiMM9I/AAAAAAAAA0Q/GhaD95neIZQ/s400/AToplu1.jpg" yr="true" /></a><br />
</div><div style="text-align: left;">Önce ben bir kaç defa ipi ve boncukları nasıl tutması gerektiğini gösterdim. Boncukları, delikleri yanlara gelecek şekilde tutmak yerine aşağı ve yukarı gelecek şekilde tutup, ipi yukarıdan aşağıya geçirmeye çalıştı. Oyunu çok ciddiye aldı ve bir kaç tane boncuğu yoğun gayretler sonucunda ipten geçirdi ama boncuklar şöylee ipten kayarak aşağıya in(e)medi. Meleğim epey inat ve de ısrar etti oynayacağım diye ama aynı inat “nayır!, nayır!geçmeyeceğim boncukların aralarındannn!”, diyen ipte de olunca bir süre sonra oyun azaba dönüştü. <br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SwVR7JlbwzI/AAAAAAAAA0Y/c6WvaEZpyak/s1600/Atoplu2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SwVR7JlbwzI/AAAAAAAAA0Y/c6WvaEZpyak/s400/Atoplu2.jpg" yr="true" /></a><br />
</div>Bu sırada eline aldığı bir boncuk yanlışlıkla düşüp bir diğer boncuğa çarpınca çıkan ses o kadar hoşuna gitti ki Selin’in, o andan itibaren ipi hiç iplemedi ve boncukları avuçlayıp avuçlayıp –ki küçüçük avuçlarına topu topu iki tane boncuk sığabiliyor:))- diğerlerinin üzerine attı. Aktivite pek başarılı değildi ama boncukları tokuşturma kısmı epey eğlenceliydi. Bu aktiviteyi bir dahaki sefere çamaşır ipi kullanmak üzere aklımın bir köşesine kaldırdım.Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-52242200601338976562009-11-09T13:57:00.004+02:002010-01-07T23:44:07.106+02:00Yaprak BileziğiEla Naz 16 aylık - Yaprak Bileziği<br />
<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/SvgE7k8DPUI/AAAAAAAAAYs/8xDzBDZxq9I/s1600-h/aktivite1.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5402073174605249858" src="http://4.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/SvgE7k8DPUI/AAAAAAAAAYs/8xDzBDZxq9I/s320/aktivite1.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 104px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 320px;" /></a>Sonbaharla birlikte sonbahar aktivitesi yapalım diyerek öğleden sonra kendimizi bir parka attık ve torbamıza yapraklar topladık. Ne kadar çeşitli yaprak var bunları görmek için. Bu aktiviteyi "101 Fun Easy Games That Help Kids to Learn to Focus" kitabında görmüştüm. Sonbaharla birlikte Ela ile yapalım diye düşündüm.. Yaprakları beraber toplarken "aa bak bu yeşil, bu büyük, bu ne kadar ilginç" şeklinde dikkatini çekiyorsunuz. Sonra evde yaprakları kağıtlara yapıştırdık. Amaç yine doğadaki farklılıklara çocuğun dikkatini çekmek.<br />
<br />
<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/SvgE73aWvkI/AAAAAAAAAY0/GhF_Z7z6B2s/s1600-h/aktivite2.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5402073179564195394" src="http://4.bp.blogspot.com/_TIZ6FOb10f4/SvgE73aWvkI/AAAAAAAAAY0/GhF_Z7z6B2s/s320/aktivite2.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 142px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 320px;" /></a>Sonra da Ela'nın çok hoşuna giden kısma geldik. Ela'nın bileğine bir şeffaf bandı bilezik gibi doladım ve yaprakları üstüne yapıştırdım. İşte size doğal yapraklardan yapılan bir bilezik. Bu bileziği çok farklı şeylerden de yapıp çocuğa öğretebilirsiniz.. Ela baya "yapya, yapya" demeye başladı ve bileziğini kolundan hiç çıkarmayıp bütün gün herkese gösterdi.. Yaprakların döküldüğü şu günlerde her gün başka bir bilezik bile yapılabilir.. Bu aktiviteyi daha büyük yapraklarla daha büyük bant kullanarak da yapabilirsiniz.<br />
<br />
Şimdii, bu aktivite kitabın 1-3 yaş arası çocuklar için olan bölümünde geçiyor. Çocuklar önce doğayı yaprak bulmak için gezerken çevresine dikkat çekiyorsunuz. Sonra biraz yardımla yaprakların değişik büyüklükleri, şekilleri, damar konfigurasyonları, desenlerine dikkatini çekiyorsunuz. Mesela "aa bak bu kalp şeklinde, bu da ok'a benziyor dimi" gibi. Her yaş için tekrar yapılıp daha fazla şey farketmesini sağlayabilirsiniz. Bir de çevrede dikkat edilecek şeyler olduğunu öğreniyorlarmış.Eko Annehttp://www.blogger.com/profile/14765352742066852565noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-81933187479707042009-09-02T18:49:00.001+03:002009-12-24T01:16:44.638+02:001 Kitap 355 OyunFarkındayım ve hatta ihmal ettiğimi bile düşünebilirsiniz ama ne çare ki diğer bloglarımı güncellemek için bile zor vakit buluyorum.Üstelik bahar yaz mevsimi gelince tüm anneler ve bebekler kendilerini dışarılara attılar, doğal olarak. Ev içi oyunlara da pek gerek kalmadı (diyerek bahanelerin şahını söylemiş olayım.) Bu gün size işimize çok yarıyacağını düşündüğüm yeni bir kitabı tanıtmak istiyorum. İçinde hem beynin çalışmasından çocukların keşfetme zevkini pekiştirmenin önemine dair bilgilendirici yazılar, hem de yaş gruplarına göre çocukların yetenek alanlarındaki gelişimini destekleyen oyunlar var. 1-7 yaş arasındaki çocuklara yönelik 355 oyunla zengin içerikli bir kitap. Ayrıca hangi oyunlarla çocuğunuzun hangi yeteneklerini geliştirebileceğinizi hemen görmenizi mümkün kılan tablolar var. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/Sp6TbhYJghI/AAAAAAAAArk/ZM1WlFxFIeE/s1600-h/haydi_oynayalim+kitabi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" lk="true" src="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/Sp6TbhYJghI/AAAAAAAAArk/ZM1WlFxFIeE/s320/haydi_oynayalim+kitabi.jpg" /></a><br />
</div>Bu kitapla tanışmamın hikayesi de çok ilginç. Bir gün Optimist Kitabın yayın yönetmeni Ayşe Bilge Dicleli’den bir e-posta aldım. Yeni çıkaracakları bu kitabın adını Google’da tararken aynı adı taşıyan blogum(uz)a rastlamışlar ve diğer bloglarımı da incelemişler. Hemen bana bir e-posta yollayıp kitabı göndermek istediklerini yazmış, adresimi istemiş Bilge Hanım. Mesajı okuyunca çok sevindim ve çok şaşırdım. Memnuniyetle gönderdim adresimi ve hemen ertesi gün kitaplar geldi. Kitaplar diyorum çünkü bloglarımdan birinin yemek blogu olduğunu görünce “Ye, Oyna ve Sağlıklı Ol – Çocuklar için Sağlıklı Beslenme Kılavuzu” başlıklı bir başka kitap daha göndermişler. O dönem fazla vaktim olmadığı için kitapları ancak tatil sırasında inceleyebildim. Bahse konu ikinci kitapla ilgili görüşlerimi yemek bloguma yazacağım. Bu blogla aynı adı taşıyan “Haydi Oynayalım” kitabını ise 1-7 yaş arasında çocukları, torunları, yeğenleri olan herkese samimiyetle tavsiye ediyorum. Kitaptan 2 yaş ve üzeri çocuklar için bilhassa yaz mevsiminde oynanacak basit bir oyunu örnek olsun diye aktarıyorum. Selin yaklaşık 15 dakika oynadı ve çok eğlendi. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/Sp6SJdVLMuI/AAAAAAAAArc/kENTBWUqcjU/s1600-h/ABuz+kupleri+toplu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" lk="true" src="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/Sp6SJdVLMuI/AAAAAAAAArc/kENTBWUqcjU/s320/ABuz+kupleri+toplu.jpg" /></a><br />
</div><strong>Buz Küpleri</strong> (s. 53)<br />
Malzemeler: Buz kalıbı, su, biraz portakal suyu ya da vişne şurubu<br />
Hazırlık: Önce çeşitli renklerde buz küpleri üretin. Bunun için suya portakal suyu veya vişne şurubu katın, karışımı buz kalıbına dökün ve buzluğa koyun.<br />
<br />
Daha sonra kalıbı sıcak suya sokarak küpleri çıkarın ve oynaması için çocuğunuza verin: Buz küpleri soğuk ve kaygandır. Küpleri elimde tutunca ne oluyor? Peki cildime sürünce? Yalasam ne olur? Işığa tuttuğumda neye benziyorlar? <br />
<br />
Bir gece önceden buz kalıbının içine değişik renkte meyve suları (kayısı, elma, vişne) ve yeşil çay koyup buzluğa koydum. Selin bu oyunu oynarken buz küplerini bir cam kase içinde verdim. Buzları eline ilk aldığında çok soğuk geldi ve hemen elinden atmaya çalıştı. Kasenin içinde verince tekrar kaseye koydu ve kısa bir süre sonra küpleri önce karıştırmaya sonra da tek tek eline almaya başladı. Epey bir uğraştı elinde tutmak için. Düşürmeden elinde tutmaya başlayınca hepsinin tadına baktı. Buz halinde olmaları sebebiyle meyve suları önce ekşiymiş gibi geldi. Bir kaç kere daha tadına bakınca ve buz küpleri hafiften eriyince gerçek meyve suyu tadını aldı ve hoşuna gitti. Sonra da yumuşamaya başlayan buz parçalarını ısırmaya çalıştı. Hızla eridiklerini görünce de çok şaşırıp duruma fena halde itiraz etti tabii:)Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-25542624871106414012009-08-26T00:45:00.006+03:002010-01-07T23:44:53.601+02:00Renkli Bardaklar ve Pipetler<a href="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SpRcBEOICvI/AAAAAAAAAq8/3zQ1wqHUscU/s1600-h/Atoplu+1.jpg"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5374021428742458098" src="http://3.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SpRcBEOICvI/AAAAAAAAAq8/3zQ1wqHUscU/s320/Atoplu+1.jpg" style="cursor: hand; display: block; height: 234px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 320px;" /></a>Taa Haziran ayından beri yazılmayı bekleyen bir oyunla yaklaşık dört aylık suskunluğu daha doğrusu ataleti bozuyorum, nihayet!<br />
Aşağıda fotoğraflarını gördüğünüz oyun için önce marketten içinde değişik renkler bulunan ve 100’lük paketler halinde satılan pipetlerden alınır. Sonra aynı veya başka bir marketten (ben şanslıydım, Bilkent Real’de buldum hepsinden) pipetlerin renginde kalın plastik bardaklardan alınır. Ben pipet paketinde 6 renk olmasına rağmen sadece dört renkte plastik bardak bulabildim ama Selin’in kafasını fazla karıştırmamak için üç tanesiyle oyun hazırladım. Oyuna pembe ve sarı renklerle başladık, sonra yeşili dahil ettik. Her bardağın içine kendi renginden iki tane pipet koydum. Bardakların önüne de karışık olarak 3’er taneden önce 6 pipet, yeşil bardağı da dahil edince 9 pipet koydum ve pipetleri birer birer aynı renk pipetlerin olduğu bardağa koymasını istedim. Her pipeti önce dişleyip kalite kontrolden geçirdi, sonra da aynı renk bardağa koydu kolaylıkla.<a href="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SpRcA3DfmmI/AAAAAAAAAq0/0-9OzTqmQCs/s1600-h/A+toplu+2.jpg"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5374021425208203874" src="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/SpRcA3DfmmI/AAAAAAAAAq0/0-9OzTqmQCs/s320/A+toplu+2.jpg" style="cursor: hand; display: block; height: 174px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 320px;" /></a>Oyunun ikinci aşamasında bardaklardaki pipetlerin hepsini karışık olarak önüne koydum ve yine aynı şeyi yapmasını istedim. Bütün pipetleri biraz düşünerek, biraz dişleyerek bardaklarına tek tek koydu. Sonra oyundan sıkıldığını göstermek için pipetleri kanapeye döküp bardakları bir kaç kez değişik sıralamalarla içiçe geçirdi. Elbette bu esnada pipetleri dişlemeye devam etti hatta en son pembe bir pipeti –ki kıyafetine de pek uymuştu- uzun süre dişleyerek ortalıkta dolaştı. Oyunu bitirdikten yaklaşık 20 dakika sonra bardakların hepsini mutfağa getirdi ve boyu tezgaha yetişemediğinden “annne al al, annne al” diyerek elime tutuşturdu:)<br />
<span style="font-size: 85%;"><em>Not: Bu oyunu ilk kez oynadığımız Haziran ayında Selin 17 aylıktı.</em></span>Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-4933017808732981512009-04-09T00:24:00.007+03:002010-01-07T23:45:53.068+02:00İki oyun:'Bebek Bowlingi' ve 'Kıpırdayan Ne?'<a href="http://esracemilece.blogspot.com/"><strong><em>Mummy&Ece </em></strong>(11 aylık)</a><br />
<br />
Merhabalar herkese..<br />
Bu bloğun açılmasını çok isteyenlerden biri olarak gecikmiş bir yazı oldu,özür öncelikle..Ece'yle(11 aylık) oynadığımız oyunları paylaşmak ve diğer annelerden de fikirler almak için açılmasını istemiştim bloğun..Tabii ki bir yaş öncesinde bebekler bizim tertiplediğimiz oyunlardan ziyade kendi keşfettikleri şeylerle daha çok vakit geçiriyorlar ama bu tür oyunların da gün içine serpiştirilmesinin anne-bebek iletişimini olumlu yönde geliştirdiğini okumuştum.Vaktim elverdiğince denediğimiz oyunları paylaşmaya çalışacağım.<br />
<br />
1)İlk oyun <a href="http://www.netkitap.com/kitap/54774/akilli_bebekler_akademisi.htm"><strong><em>Akıllı Bebekler Akademisi </em></strong></a>kitabından.Üç boş pet şişenin içine -düşünce ses çıkarması için- birer avuç fasulye doldurdum..Ece'yi yaklaşık bir metre uzağa oturttum.Önce oyunu anlatarak gösterdim.Sonra topu birlikte atıp şişeler düşünce alkışladık.Sonra topu eline verdim.İsabet ettirdikçe alkışlamaya başladı.3-5 dakika oynadı,sonra şişeleri incelemeye dalıp oyunu bıraktı:)Bu oyun bebeklerde el-göz kordinasyonu ve birden fazla şeye odaklanabilme (topu atma,şişeleri yıkma) becerilerini geliştiryormuş.18 aydan önce bebeklerin iki şeye aynı anda odaklanabilmesi çok zormuş ancak bu tür egzersizlerle destekleyerek bu becerinin gelişmesi sağlanabilirmiş.<br />
<br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/_krsVZ-JxwFg/Sd0bMteV5gI/AAAAAAAAA1M/WH2NDeNy8bw/s1600-h/Mart+114.JPG"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5322440239801034242" src="http://3.bp.blogspot.com/_krsVZ-JxwFg/Sd0bMteV5gI/AAAAAAAAA1M/WH2NDeNy8bw/s320/Mart+114.JPG" style="cursor: hand; display: block; height: 320px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 222px;" /></a><br />
<br />
<br />
2)Kıpırdayan ne? oyununun fikri sevgili Çiğdem'in de makarna oyununda link verdiği <a href="http://chasingcheerios.blogspot.com/2007/10/whats-moving.html"><strong><em>şu</em></strong></a> siteden.Bir battaniye,üç ip ve ipe bağlanabilecek,şekli battaniyenin altından belli olacak üç objeyle oynanıyor.Ben bir top,ışıklı bebek telefonu ve bir plastik kupayı ayrı ayrı iplere bağladım.Üstüne büyükçe bir battaniye örtüp Ece'yi yanıma oturttum.Oyun oynanırken soracağınız sorularla bebeği yönlendirmeniz (Battaniyenin altında kıpırdayan neymiş,bardak mı,yoksa top mu? vb.) ve bulduğunuz zaman da nesnenin adını birkaç kez tekrar etmeniz önemli.Bu oyun da dil gelişimi,el-göz koordinasyonu ve basit problem çözme becerilerini geliştiriyormuş. Ece bir iki turdan sonra battaniyeyi toptan açıp objelere kısa yoldan ulaşmayı seçti:)Belki ileriki dönemler için daha fazla ilgi gösterebilir:))<br />
<br />
Sevgiler herkese..mummyhttp://www.blogger.com/profile/05659064630600965612noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-29014457443367271002009-04-03T00:12:00.005+03:002010-01-07T23:46:41.543+02:00Kıpırdayan bir Dil<a href="http://www.miracik.com/index.php/2009/04/yeni-beceriler-icin-yeni-oyunlar-bolum-1/">miracik.com'da bahsettiğim "The 2,000 Best Games and Activities..." kitabından küçük bebekler için İLETİŞİM becerisini geliştirmek üzere bir oyun...</a> <br />
<a href="http://2.bp.blogspot.com/_UCOhqsjffVg/SdUs3zcfriI/AAAAAAAAAKA/usqU4-pnnO4/s1600-h/MIRA_2_KomikSurat.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5320207872022261282" src="http://2.bp.blogspot.com/_UCOhqsjffVg/SdUs3zcfriI/AAAAAAAAAKA/usqU4-pnnO4/s400/MIRA_2_KomikSurat.jpg" style="cursor: pointer; display: block; height: 198px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 400px;" /></a><br />
<i>Süre:</i> 5 - 10 dakika<br />
<i>Malzemeler:</i> Yok :)<br />
Dilimiz konuşmak için çok önemli ve bebeklere komik gelen bir parçamız. Bebeğinizi kucağınıza yatırın, ona dil çıkartın. Bebeğiniz dilinize dokunabilir, sizi taklit edebilir.<br />
<i>Ek öneriler:</i> Siz dilinizi oynatarak bebeğinizin ilgisini çekerken, onun diline dokunun. Bebeğinizi bir aynanın önüne oturtun ve dil çıkartma oyununu birlikte oynayın.<br />
Yeni doğanlar önce ışıklara hemen sonrasında ise yüzlere karşı çok ilgili oluyorlar. Bir aylık bebeklerin bile <a href="http://www.ucsfhealth.org/childrens/edu/wellBaby/month1.html" mce_href="http://www.ucsfhealth.org/childrens/edu/wellBaby/month1.html" target="_blank">yüz miniklerimizi kopyalayabildiğini</a> okumuştum. Çoğumuz bunu farkında olarak veya olmayarak gözlemlemişizdir. Biz bu bilginin farkında olanlarındandık. Mira da bir aylıktı biz dil çıkartınca dilini çıkartıyor ve bizi taklit ediyordu. Bütün ev halkı Mira taklit etsin diye dil dışarıda dolaşıyorduk :) Sanırım biz ondan daha komik görünüyorduk. Fotoğraflarda Mira 1 aylık ama bir yaşında bile halen oynadığımız bir oyun bu :)banushkahttp://www.blogger.com/profile/12606957380317542680noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-18783178907286246842009-03-18T23:34:00.005+02:002009-03-23T01:08:53.792+02:00Makarna Oyunu<a href="http://yasasinanneyim.blogspot.com/">Çiğdem-Selin (13 ay+3 hafta)</a><br /><a href="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/ScFpSdscHoI/AAAAAAAAAbA/3ZJOwUdQKq8/s1600-h/Makarna+oyunu+toplu+foto.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5314644801203478146" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 254px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/ScFpSdscHoI/AAAAAAAAAbA/3ZJOwUdQKq8/s320/Makarna+oyunu+toplu+foto.JPG" border="0" /></a> Aslında bu yazıyı <a href="http://yasasinanneyim.blogspot.com/">kendi blogum </a>için hazırlamıştım uzun zaman önce. Fakat bir türlü elim değip bloga aktaramamıştım. Meleğimin, başımıza gelen o tatsız ev kazasının hemen öncesinde oynadığı ve benim de fotoğraflarken zevkten dört köşe olduğum bir oyun bu. Selin’in ayağının alçıda olduğu dönemde başka şeyler yazmak, bu durumla ilgili deneyimlerimi paylaşmak istedim daha çok. Fakat baktım, bu aralar yazmazsam anlamı kalmayacak, bir daha hiç yazamayacağım. Eh, hazır yeni de bir oyun blogu açmışız:)<br />Bu oyunu hazırlarken J. Silberg’in Bebek Oyunları kitabındaki ve kızını büyütürken Montessori yöntemini uygulayan bir annenin <a href="http://chasingcheerios.blogspot.com/">Chasing Cheerios </a>başlıklı blogundaki, süngerle bir kaptan diğer kaba su aktarma oyunundan ilham aldım. Hemen belirteyim, süngerle su aktarma oyunu 2,5-3 yaş ve üzeri için uygun.<br />Oyunun malzemeleri; birbirinin aynı büyüklükte 2 plastik tas, 1 tatlı kaşığı ve 1 çay bardağı kadar fiyonk makarna. Bir an <a href="http://mutfakmuhabbetleri.blogspot.com/">yemek bloguma</a> tarif yazıyormuşum gibi geldi:) Neyse, oyunun esası taslardan birine konan makarnaların diğer tasa kaşıkla aktarılması. Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere Selin kaşık kullanmayı çok seviyor. Önce plastik kaşık verdim eline ama çok hafif geldi ve makarnaları düşürdü. Bunun üzerine metal tatlı kaşığı verdim. Döke saça diğer tasa aktardı makarnaları. Sonra da dökülenleri tasa koymaya çalıştı. Önce kaşıkla denedi olmayınca -henüz avuçlamayı bilmediğinden- parmaklarıyla toplayıp tasa koydu. En komiği makarnaları doldurduğu tasa değil boşalttığı tasa koyup sonra yine kaşıkla diğer tasa koymak istemesiydi. Tabii oyuna başladıktan bir süre sonra makarnaların tadını merak ettiğini ve sert bularak beğenmediğini de ekleyeyim. Yarım saatten fazla oynadı bu oyunu. Takip eden iki gün makarnaları ortaya çıkarmadım. Üçüncü gün kaşığı ve makarnaları gösterdiğimde yüzünde güller açtı. Yine yarım saate yakın, arada bir kafasını kaldırıp bana gülümseyerek, kendi kendine oynadı. Ayağı kırıldığında da hem oturarak oynayabildiği hem onu uzun süre meşgul edebildiği hem de eğlendiği için çoook işe yaramıştı bu oyun. Hımm, son bir aydır hiç oynamadığımızı fark ettim şimdi. Yarın bir hatırlatayım bakayım.Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-46363560451704620642009-03-17T16:46:00.004+02:002010-01-07T23:47:21.573+02:00İşte İlk Oyun: Beyaz Peçete<a href="http://yasasinanneyim.blogspot.com/">Çiğdem - Selin (13,5 ay)</a><br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/Sb-4a3l3JnI/AAAAAAAAAa4/3vi7lr1JOZk/s1600-h/Selin+Bxl.de+restoda+oynarken.JPG"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5314168857059337842" src="http://4.bp.blogspot.com/_GyL4lnwI8To/Sb-4a3l3JnI/AAAAAAAAAa4/3vi7lr1JOZk/s320/Selin+Bxl.de+restoda+oynarken.JPG" style="cursor: hand; display: block; height: 159px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 320px;" /></a>İlk oyun Selin’den. Geçtiğimiz haftalarda babaanne ve dedesini ziyaret etmek üzere Brüksel’deydik. Birlikte gittiğimiz bir İtalyan restoranında bir süre sonra sıkılınca kendi kendine oyun oynamaya başladı. O sırada arkasında duran garsonlardan biri büyük beyaz bir peçeteyi yüzünü kapatacak şekilde başına koyunca heyecanla ellerini salladı. Çok eğlendiğini anlayıp ‘Aaa, Selin nerede? Elleri burada, Selin nerede?’ diye sorduk. Bizim sesimizi duyunca peçeteyi kafasından alıp kahkahalar atmaya başladı. Bu işlemi her defasında başka bir uzvuna dokunup, mesela “Bacakları burada, Selin nerede?” diyerek defalarca oynadık. Peçeteyi kaldırdığında bize nerede diye sorduğumuz uzvunu göstermesi için onu teşvik ettik. Sonra sırayla her birimiz peçeteyi kafamıza koyduk, ağız, burun, kulak, yanak nerede diye sorduk ve peçeteyi kaldırıp bizi bulanın Selin olmasına dikkat ettik. Çook eğlendi, biz de eğlendik. Oyunun kaynağına gelince, aslında bebek/çocuk oyunlarıyla ilgili hemen hemen her kitapta sadece bebeğin bir mendil veya bez ile yüzünü kapatarak ce-e şeklinde oynanan versiyonunu görmüştüm. Yüzünü örtüp uzuvlarına dokunarak oynamak, o sıralar ‘BEO Vücudumuz’ aktivitesiyle ilgili eğlenceli ne yapsak diye düşündüğümden olsa gerek o anda aklıma geliverdi.<br />
Bugünlerde BEO etkinliğinin başlığı olan ‘Vücudumuz’ konusunda da bu oyunla epey bir ilerleme sağladık. Ayrıca bez değiştirme sırasında da bu oyunu oynuyoruz. Çünkü kesinlikle yatmak istemiyor ve hemen oturma pozisyonuna geçiyor. Bu oyuna başlayınca yatar durumda olmaktan hiç şikayetçi olmuyor. Ben de hemen işimi hallediyorum, tavsiye ederim.Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8885461266972528348.post-37473267755118410712009-03-16T19:12:00.004+02:002009-03-16T19:26:32.368+02:00Haydi Oynayalım Bloguna Hoşgeldiniz!Merhaba,<br />Bu blogun amacı, oyunlarımızı paylaşmanın yanı sıra bu oyunları oynarken mutlu olan bebeklerimizin/çocuklarımızın deneyimlerini de paylaşmak, kendimizi ve birbirimizi oyun oynamaya ve/veya yeni oyunlar yaratmaya teşvik etmektir. Bu blog ta nereden çıktı şimdi derseniz, hikayesine <a href="http://yasasinanneyim.blogspot.com/search/label/bebek%20oyunlari">buradan</a> ulaşabilirsiniz.<br />Çok yazarlı her blogta olduğu gibi bu blogunda kendine has yazı gönderme kuralları var tabii! Oyunların içeriğinin çocukların saflığına ve dürüstlüğüne uygun olacağına inandığımdan, şahsen çok önem verdiğim ve bütün annelerin önem verdiğine inandığım (kötü muameleye, şiddete, ayrımcılığa, ırkçılığa karşı olma, hiç bir inancı rencide etmeme, dini inançlara dayanmama ve/veya vurgulamama, gezegenimizi paylaştığımız diğer tüm canlılara saygılı davranma gibi) hususları ilk ve son kez burada yazıyor ve konuyu kapatıyorum.<br />Şimdi gelelim blogumuza yazı gönderme kurallarına;<br />1. Bloga gönderilen oyun bir yerde görülmüş yani oynanmış (sahne, oyun evi, oyun grubu, blog vb.) veya bir kitap, dergi, broşürden okunmuşsa oyunun kaynağını mümkün olan en detaylı şekilde belirtiniz.<br />2. Eğer oyun bir blogta görülmüş ise, kaynak belirtip oyunu yeniden yazmak yerine link vermek suretiyle blogta yer veriniz fakat önce oyunun görüldüğü blog sahibinden e-posta ile link verilip verilemeyeceğine dair onay alınız ve oyun blogta yayınlandıktan sonra yine bir e-posta ile blog sahibini haberdar ediniz. Bu tür e-posta yazışmalarını arşivlenmesi amacıyla <a href="mailto:limonluturta@gmail.com">limonluturta@gmail.com</a> adresine göndermeyi unutmayınız.<br />3. Bloga gönderilen oyun başka bir kaynaktan (blog, kitap, dergi, oyunevi vb.) esinlenerek değiştirilmiş ve başka bir oyun haline gelmiş olsa bile esinlenilen kaynağı mutlaka belirtiniz.<br />4. Oyun oynarken kullanılması gereken özel malzemeler var ise ne olduklarını ve nereden temin edilebileceklerini ya da nasıl yapılacaklarını gönderilen yazıda açıkça belirtiniz.<br />5. En son fakat en önemlisi, gönderdiğiniz oyunlara fotoğraf eklemeyi ve bebeğinizin/çocuğunuzun oyuna verdiği olumlu, olumsuz tepkileri yazmayı unutmayınız.<br /><br />Blogta kullanılacak etiketleme sistemi de şöyle:<br />0-3 ay arası oyunlar<br />3-6 ay arası oyunlar<br />6-9 ay arası oyunlar<br />9-12 ay arası oyunlar<br />12-18 ay arası oyunlar<br />18-24 ay arası oyunlar<br />24-36 ay arası oyunlar<br />3-5 yaş arası oyunlar<br />Anaokulu öğrencilerine yönelik oyunlar<br />İlkokul öğrencilerine yönelik oyunlar<br /><br />Elbette, bu ayrımları değiştirebilir veya eklemeler yapabiliriz.<br /><br />Daha ne bekliyoruz, haydi oynayalım!Limonlu Turtahttp://www.blogger.com/profile/17534960275818979011noreply@blogger.com1